Tarihi Yarımada’nın minarelerle bezenmiş siluetinin en önemli öğelerinden biridir Beyazıt Kulesi. Beyazıt Yangın Kulesi olarak da bilinen tarihi yapı, İstanbul’da büyük zayiata neden olan Küçük Pazar yangını sonrasında, yangınları gözetlemek amacıyla 1749 yılında ahşap olarak inşa edilir. Olası yangınlarda şehirdeki tulumbacıları harekete geçirmek için yapılmış ilk yangın kulesidir. Bazı kaynaklarda, İstanbul Üniversitesi’nin Merkez Kampusu içinde yer alan Beyazıt Kulesi’nin yerinde Bizans zamanında da “Tetratsiyon” adında, yangınları uzaktan gözetlemek için bina edilmiş bir kule olduğu ifade edilir. Beyazıt Kulesi’nde yangın ihbarları geceleri fener; gündüzleri ise sarkıtılan sepetler ile yapılırmış. Yangın haberlerinin verildiği kule, birkaç kez de alevlere teslim olmuş. Her seferinde ahşap olarak yeniden yapılan Beyazıt Kulesi, 1828 yılında II. Mahmut’un emriyle kâgir olarak inşa edilir. 1849 yılında geniş saçaklı, külah biçimindeki ahşap örtü değiştirilir; sekizgen planlı, yuvarlak pencereli, yukarıya doğru daralan üç kat eklenir. 1889 yılında da ise kuleye gönder direği ilave edilir. Kesme taştan inşa edilen 85 metre yüksekliğindeki kule, kesik piramit şeklinde bir kaideye oturmaktadır. Kuleye içerden spiral şekilli ahşap merdiven ile çıkılır. Kulede, 180’i seyir katında olmak üzere toplam 256 basamak bulunur. Bayrak direğinin uzunluğu 13 metredir. İnşa edildiği günden bugüne yangınları gözetlemek için kullanılan kule, günümüzde de yangın ihbarı ve meteoroloji tahmini amacıyla kullanılıyor. Geceleri kulenin mavi renkte aydınlatılması ertesi gün havanın açık olacağını, yeşil yağmurlu, sarı sisli ve kırmızı ise kar yağışlı olacağını haber veriyor.
Share
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.